Mekke-i Mükerreme, her sokağında ve her köşesinde Asr-ı Saadet’ten bir hatıra barındıran, mucizelerin canlı şahidi bir şehirdir. Hac ve Umre ziyaretlerinde genellikle büyük mescitler ön plana çıksa da, hikayesiyle tüyleri diken diken eden, iman dolu duraklar da vardır. Bunlardan biri de Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) bir mucizesine sahne olan Mescid-i Şecere‘dir.Peki, bir ağacın dile gelip şahitlik ettiği bu olay nasıl gerçekleşmiştir? Mescid-i Şecere tam olarak nerede yer alır ve ismi nereden gelir?
Hisar Europe olarak, Mekke’nin bu manevi incisini ve ardındaki mucizevi hadiseyi sizler için kaleme aldık.
Mescid-i Şecere Nedir ve Nerededir?
Mescid-i Şecere, Mekke’de Cennetü’l Mualla kabristanı yakınlarında, Mescid-i Cin’in hemen hizasında yer alan tarihi bir mescittir. Konum olarak birbirlerine çok yakın olmaları sebebiyle bazen ziyaretçiler tarafından karıştırılabilse de, her ikisi de farklı hatıralara ev sahipliği yapar.
Bu mescit, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) İslam’ı tebliğ ettiği zorlu yıllarda, sadece insanlara değil, cinlere de Kur’an-ı Kerim okuduğu ve nübüvvetini ispatlayan büyük bir mucizenin gerçekleştiği noktaya inşa edilmiştir.
Ağacın Dile Gelişi: Şecere Mucizesi
Mescidin inşa edilme sebebi, İslam kaynaklarında nakledilen ve “Şecere (Ağaç) Mucizesi” olarak bilinen olağanüstü bir hadiseye dayanır.
Sahabeden Abdullah b. Mes’ûd (r.a.) ile birlikte Hacûn bölgesi yakınlarına giden Peygamber Efendimiz (s.a.v.), cinlerden gelen bir heyetle görüşmüştür. Efendimiz, Abdullah b. Mes’ûd’un etrafına toprağa bir çizgi çekerek, ondan bu sınırı geçmemesini istemiş ve çizginin ilerisinde cinlere Kur’an-ı Kerim tilavet etmiştir.
“Senin Peygamber Olduğuna Kim Şahitlik Eder?”
Abdullah b. Mes’ûd (r.a.) olayın devamını ve şahit olduğu mucizeyi şöyle anlatmaktadır:
Cinler, Peygamber Efendimiz’e hitaben; “Senin, Allah’ın Rasülü olduğuna kim şahitlik eder? Bize bir delil göster” diye sordular. O sırada yakınlarında bir sakız ağacı bulunuyordu.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) o ağaca işaret ederek cinlere sordu:
“Şu ağacı gördünüz mü? Eğer o benim peygamberliğime şahitlik ederse iman eder misiniz?”
Cinler, “Evet, iman ederiz” cevabını verdiler.
Bunun üzerine Rasûl-ü Ekrem (s.a.v.) ağacı yanına çağırdı. Allah’ın izniyle o ağaç, köklerini ve dallarını sürüyerek Efendimiz’in huzuruna geldi. Peygamberimiz ağaca, “Benim Allah’ın Rasülü olduğuma şehadet eder misin?” diye sordu. Ağaç, dile gelerek net bir şekilde:
“Şehadet ederim ki sen Allah’ın Rasülüsün!” dedi.
Bu apaçık mucize karşısında cinler iman ettiler. Daha sonra o ağacın bulunduğu ve bu mucizenin gerçekleştiği yere bir mescit inşa edildi ve Arapça’da ağaç anlamına gelen “Şecere” ismi verildi.
Mescid-i Cin ve Mescid-i Şecere Arasındaki Fark
Bu iki mescit birbirine çok yakın olduğu için ziyaretçilerimiz için kısa bir karşılaştırma yapmakta fayda vardır:
| Özellik | Mescid-i Cin | Mescid-i Şecere |
| Konum | Cennetü’l Mualla yolu üzerindedir. | Mescid-i Cin’in hizasında/yakınındadır. |
| Olay | Cinlerin Kur’an dinleyip iman ettiği yer (Cin Suresi). | Ağacın yürüyüp Peygamberliğe şahitlik ettiği yer. |
| Anlamı | Cin Mescidi. | Ağaç Mescidi. |
Bu kutsal mekan, cansız varlıkların ve bitkilerin dahi Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) nasıl tanıdığının ve O’na itaat ettiğinin en somut nişanesidir.
Mescid-i Şecere Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Mescid-i Şecere nerede bulunmaktadır?
Mescid-i Şecere, Mekke-i Mükerreme’de, Cennetü’l Mualla kabristanına giden yol üzerinde, meşhur Mescid-i Cin’in hemen hizasında yer almaktadır.
Mescid-i Şecere ismi ne anlama gelir?
“Şecere” kelimesi Arapça’da “Ağaç” demektir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) mucizesi olarak bir ağacın dile gelip O’nun peygamberliğine şahitlik etmesi sebebiyle bu mescide “Ağaç Mescidi” manasında Mescid-i Şecere denilmiştir.
Mescid-i Şecere’de hangi olay yaşanmıştır?
Burada Peygamber Efendimiz (s.a.v.), cinlere İslam’ı tebliğ ederken, cinlerin delil istemesi üzerine bir ağacı çağırmış, ağaç köklerini sürüyerek gelmiş ve Efendimiz’in peygamberliğine sesli olarak şahitlik etmiştir.
Bu olayın şahidi kimdir?
Kaynaklara göre bu mucizevi olaya, o sırada Peygamber Efendimiz’in yanında bulunan büyük sahabelerden Abdullah b. Mes’ûd (r.a.) şahitlik etmiştir.