Hac ibadetinin kalbi olan Mina, milyonlarca hacıyı ağırlarken, içerisinde sayısız manevi ve tarihi mekanı da barındırır. Bu mekanların en önemlilerinden biri, Cemerât (şeytan taşlama) alanının hemen yakınında bulunan Mescid-i Hayf’tır. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Veda Haccı’nda çadır kurduğu bu kutsal nokta, rivayetlere göre 70 peygamberin namaz kıldığı mübarek bir duraktır.
Peki, Mescid-i Hayf’ı bu kadar özel kılan nedir? İsmi nereden gelir ve tarihi boyunca hangi önemli olaylara tanıklık etmiştir? Gelin, Mina’nın bu manevi incisini birlikte keşfedelim.
Mescid-i Hayf Nedir ve Nerededir?
Mescid-i Hayf, hacıların şeytan taşlama ibadetini gerçekleştirdiği Mina’da, dağın güney yamacında ve birinci cemrenin (küçük şeytan) hemen yakınında konumlanmıştır.
Bu mescidin tarihi, doğrudan Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Veda Haccı’na dayanır. Rivayetlere göre, Rasûl-ü Ekrem Efendimiz, Veda Haccı sırasında çadırını tam da bu noktaya kurmuş ve burada cemaatle namaz kılmıştır. İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren Müslümanlar bu mekana büyük bir hürmet göstermiş ve Peygamberimizin namaz kıldığı bu alan, sonradan etrafı bir duvarla çevrilerek mescit haline getirilmiştir.
Mescid-i Hayf İsmi Nereden Gelir?
“Hayf” kelimesinin bu mescide isim olarak verilmesi hakkında iki temel görüş bulunmaktadır:
- Coğrafi Tanım: Arapça’da “hayf” kelimesi, vadilerde su yatağının biraz yukarısında kalan, daha yüksek yerler için kullanılır. Mescid-i Hayf’ın, Sâih dağının eteğinde böyle bir konumda kurulmuş olması nedeniyle bu ismi aldığı düşünülmektedir.
- Manevi Durum (Rivayet): Bir diğer rivayete göre ise bu isim, Hz. İbrahim (a.s.) ile ilgilidir. Hz. İbrahim’in, oğlu İsmail’i (a.s.) kurban etme emrini yerine getirirken bu bölgede bulunduğu ve ilahi emri yerine getirip getirememe konusundaki manevi imtihanına (korku, endişe haline) atıfta bulunduğu belirtilir.
Peygamberlerin Mirası: Mescid-i Hayf’ın Manevi Önemi
Mescid-i Hayf’ı diğer mescitlerden ayıran en önemli özellik, sadece Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) değil, pek çok peygamberin bu noktada buluşmuş olmasıdır.
- Kaynaklarda, Mescid-i Hayf’ın bulunduğu yerde, aralarında Hz. Musa’nın (a.s.) da bulunduğu 70 peygamberin namaz kıldığı rivayet edilir.
- Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.), “Mir’atü’l Haremeyn” adlı eserde zikredildiğine göre, şöyle buyurduğu nakledilir: “Yetmiş peygamber haccetti, hepsi Kâbe’yi tavaf ettikten sonra Mescid-i Hayf’da namaz kıldı. Eğer kâdir olursanız orada namaz kılmayı bırakmayın.”
- Yine Efendimiz’in, “Mescid-i Hayf’ta yetmiş peygamber namaz kıldı. Musa (a.s.) da onlardandır. Ben onu görür gibi oluyorum.” buyurduğu rivayet edilir.
- Mescidin içinde, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Veda Haccı’nda çadırının bulunduğu yeri belirten, çadır şeklinde bir kubbe bulunmaktaydı. “Behçetüt Takva” isimli eserde, bu kubbenin altında 400 peygamberin medfun bulunduğu yazılıdır; bu nedenle buraya “Kubbetü’l Enbiyâ” (Peygamberler Kubbesi) denilmiştir.
- “Mir’âtü’l Haremeyn”de ayrıca, Hz. Âdem’in (a.s.) kabrinin mescidin girişindeki sol tarafta bulunan minarenin altında olduğu bildirilmiştir. Rivayete göre, Nuh (a.s.) tufandan sonra Hz. Âdem’in (a.s.) kabrini (daha önce Ebu Kubeys Dağı’ndayken) gemisine almış ve Mescid-i Hayf’taki bu noktaya defnetmiştir.
Sahabenin Gözünde Mescid-i Hayf’ın Değeri
Bu mübarek mekan, ilk dönemden itibaren Müslümanların ve sahabenin büyük değer verdiği bir yer olmuştur.
- Zeyd İbn-i Esved (r.a.), “Rasülüllah’ın veda haccında ben de beraberdim. Rasülüllah ile beraber sabah namazını Mescid-i Hayf’ta kıldım.” diyerek bu tecrübeyi bizzat aktarmıştır.
- Ebu Hureyre (r.a.), bu mescide verdiği değeri, “Ben Mekke ehlinden olsa idim her cumartesi günü Mescid-i Hayf’ta namaz kılmak üzere Mina’ya giderdim.” sözüyle ifade etmiştir.
- Sa’d b. Ebû Vakkas (r.a.) ise bu mekandaki ibadetin faziletini vurgulayarak, burada kılacağı iki rekat namazı, Beytülmakdis’i (Kudüs) iki defa ziyaret edip orada namaz kılmaya tercih edeceğini söylemiştir.
Tarih Boyunca Mescid-i Hayf’ın Mimarisi
Mescid-i Hayf, tarihi boyunca defalarca imar ve tamir görmüştür.
- Bilinen ilk büyük imar faaliyeti, 842 yılında Abbasi Halifesi Vâsık Billâh tarafından gerçekleştirilmiştir.
- Daha sonraki dönemlerde çeşitli İslam devletleri ve özellikle Osmanlılar tarafından mescit onarılmış ve korunmuştur.
- Günümüzdeki yapı ise, Suudi Arabistan hükümeti tarafından 1987 yılında gerçekleştirilen kapsamlı bir yeniden inşa projesinin ürünüdür. Bu düzenleme sırasında Mescid-i Hayf tamamen yıktırılarak, ek binalarıyla birlikte yaklaşık 25 dönümlük (25.000 m²) geniş bir arazi üzerinde modern bir mimariyle yeniden inşa edilmiştir.
Bu kutsal mekanda, hacıların ve ziyaretçilerin çokça ibadet yapması tavsiye edilmiştir.
Mescid-i Hayf Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Mescid-i Hayf tam olarak nerede?
Mescid-i Hayf, Suudi Arabistan’da, hacıların Kurban Bayramı günlerini geçirdiği Mina’da yer alır. Mina dağının güneyinde, şeytan taşlama alanındaki birinci cemrenin (küçük şeytan) hemen yakınındadır.
Mescid-i Hayf’ın en önemli özelliği nedir?
En önemli özelliği, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Veda Haccı’nda çadır kurup namaz kıldığı yer olmasıdır. Ayrıca rivayetlere göre Hz. Musa (a.s.) dahil olmak üzere 70 peygamberin bu noktada namaz kıldığı belirtilmektedir.
Günümüzdeki Mescid-i Hayf binası tarihi bir yapı mıdır?
Mekanın kendisi tarihi ve kutsal olsa da, günümüzdeki bina 1987 yılında Suudi Hükümeti tarafından yapılan yeniden inşa çalışmasının ürünüdür. Eski mescit yıkılarak, hacıların ihtiyaçlarını karşılamak üzere 25 dönümlük bir alana modern bir cami inşa edilmiştir.
Hz. Âdem’in kabrinin Mescid-i Hayf’ta olduğu doğru mu?
Bazı kaynaklarda (örneğin Mir’âtü’l Haremeyn) Hz. Âdem’in (a.s.) kabrinin, Nuh Tufanı’ndan sonra Nuh (a.s.) tarafından mescidin girişindeki sol minarenin altına defnedildiğine dair rivayetler bulunmaktadır. Bunlar tarihi ve dini kaynaklarda yer alan nakillerdir.